Evde gözünüzden sakındığımız çocuğunuz artık okul çağına geldi. Biliyorum birçoğunuz çocuğunuzdan daha çok endişelisiniz. Nereden mi biliyorum? Meslek hayatım boyunca çocuklarla ilgili her sorunda ebeveynlerin çocuklarından daha fazla endişe duyduğunu, özellikle anasınıfının ilk gününde çocuğunu bana teslim ederken dolu gözler ve titrek bir sesle ‘size emanet ’sözlerini söyledikten sonra kapının önünde gizli gizli ağladığını gözlemediğim için, bazı durumlarda çocuğu bırakıp anneyi teselli etmek zorunda kaldığım için biliyorum. Hatta birçok sorunun ebeveynlerin aşırı endişeli olmalarından kaynaklı sergilemiş olduğu davranışlardan ortaya çıktığını gözlemlediğim için biliyorum J
Sosyal Gelişim İçin
Evden Uzaklaşmak Şart
Çocukların ilk sosyal çevreleri ailedir. Başka insanların
varlığını, haklarını, saygı duymayı, sabretmeyi, paylaşmayı, birlikte yaşamayı
ilk olarak ailesinden öğrenir. Ancak diğer tüm gelişimlerini destekleyecek olan
sosyal gelişimin sağlıklı olabilmesi için, aile bir zamandan sonra yetersiz
kalmaya başlayacaktır. Çünkü çocuğun ev dışında bir hayatın varlığından
haberdar olması gerekir. İster istemez ev ortamında çocuğunuza ayrıcalık ve öncelik
tanıdığınız durumlar olacaktır. Ancak evinizin prensi ya da prensesi dışarıda
aynı ayrıcalığı bulamayacak ve bulmamalıdır da. Çünkü hiçbir insana gerçek
sosyal çevrede ayrıcalık tanınmaz. Sosyal yaşamda toplumsal kabul görmesi için
ev dışında kendisi gibi prens ve prensesler ile vakit geçirip paylaşımlarda
bulunması oldukça önemlidir. Günümüz koşullarında bu imkânı ancak
çocuklarımızın yaş seviyesine uygun anasınıflarında ve doğru uygulanan eğitimle
sağlayabiliyoruz.
İlk 3 Yıl Aile
Eğer çok ekstra bir durum yok ve evde çocuğunuza bakabilecek
durumdaysanız ilk 3 yıl çocuğunuzla evde paylaşımlarda bulunmanız, onun
gelişimi için en doğru tercih olacaktır. 3 yaştan sonra kademeli olarak mutlaka
yaşıtlarıyla paylaşımlarda bulunabileceği ortamlara çocuğunuzu dâhil etmeniz gerekmektedir.
Benmerkezciliğin yavaş yavaş azalmaya başladığı bu zaman dilimi, çocuğunuzun
temel toplumsal kuralları fark etmesi için uygundur.4 yaş ise,kesintisiz olarak
okul öncesi eğitim alması için gerekli olan girişimlerde bulunmanız için uygun
bir zaman.4/5 yaş ya da 5/6 yaş aralığında birinci sınıftan önce çocuğunuz
mutlaka anasınıfında okul öncesi eğitim alarak hem ilkokula hem de hayata
hazırlanmanın eğlenceli yollarından geçmelidir.
Okul Fobisi Oluşmaması İçin
Evet, gelelim asıl konumuza. Okul zamanı geldiğinde
çocuğumuz evden ve ailesinden ayrılmak istemeyebilir. Bunun çeşitli bilinçaltı
sebeplerinin olmasıyla birlikte bazen sadece gerçekten yabancı bir ortama
girmek istememesinden de kaynaklı bir durum olabilir. Genel olarak
değerlendirildiğinde, ebeveynleriyle arasında güven bağı olan çocukların ilk
defa evden ayrı kalmalara aşırı tepki vermedikleri gözlemlenmiştir. Çünkü bu
çocuklarda terkedilme, dışlanma korkusu yoktur. Çocuk ebeveynine güvenir ve
söyledikleri onu rahatlatmak için yeterlidir. Aksi durumdaki çocuklar ise
özellikle okulun ilk günlerinde aşırı tepkiler vererek ebeveyninden ayrı
kalmayı reddeder. Bu tarz çocuklar için daha özenli çalışmalar yapılması gerekmektedir.
Bahsettiğimiz durumların oluşmaması için daha çocuğunuz bebekken onunla
aranızda güven bağı oluşturuyor olmanız ve devamında bu bağı sağlamlaştırmanız
çok önemlidir.
İlk defa okula gidecek çocuğunuzu okula hazırlamak için;
Öncelikle siz kendinizi bu duruma hazırlayın. Siz endişeli olur ve yanında olumsuz konuşmalar yaparsanız çocuğunuzda otomatik olarak okula gitmenin pekte iyi bir şey olmadığını düşünecektir. Endişeleriniz varsa bile bunu asla çocuğunuza hissettirmeyin.
Okul başlamadan günlük sohbetlerin içine mutlaka okuldan olumlu bir şekilde bahsederek çocuğunuzu zihnen hazırlamaya çalışın. ‘Birçok arkadaşın olacak? Ne kadar heyecan verici ., Acaba hangi oyunları öğreneceksin? Anada öğretirsen birlikte de oynayabiliriz?’ gibi cümleler çocuğunuzu okula karşı olumlu düşünmeye sevk etmenize yardımcı olacaktır.
.
Okul konusu açıldığında eğer çocuğunuz endişeli tavırlar sergiliyorsa mutlaka onun duygularını anladığınızı belirten cümlelerle çocuğunuza yardımcı olun. Endişelerini anladığınızı,ancak okulun güvenli bir yer olduğunu, ihtiyaç duyduğu her şeyde ona yardımcı olacak bir öğretmeninin olacağını ve sizin de çıkış saatinde mutlaka orda olacağınızı çeşitli şekillerde çocuğunuza anlatmanız, onun kendini rahat hissetmesine yardımcı olacaktır.
Okul başlamadan önce mümkünse sınıfını ve öğretmenini birlikte ziyaret ederek fikir sahibi olmasını sağlayın.
Okul alışverişini mutlaka birlikte yapın ve ona tercih hakkı verin.
Uyum haftası geçtikten sonra çok fazla tavizkar olmayın. Okula gitmesinin gerekliliğini anlatın.
Çıkış saatleri hakkında görsellerle anlaşın. Mutlaka çıkış saatinde okulda olun. Tüm arkadaşları giderken çocuğunuzun sınıfta yalnız kalması onu daha çok endişelendirecektir.
Çocuğunuzun öğretmenine güvenin ve işbirliği içine olun. Çocuğunuzun öğretmeni en az sizin kadar çocuğunuzu düşünecek ve iyiliği için sizi bazı konularda yönlendirecektir.
Evde okul ve sınıfla ilgili çocuğunuzun isteği dışında sohbetler kurmaya çalışmayın. İstemediği halde onu sıkıştırarak ağzından laf almaya çalışmanız çocuğunuzu olumsuz etkiler. Bunun yerine siz kendi gününüzden bahsederek çocuğunuzun da kendi gününden bahsetmesi için ortam oluşturabilirsiniz. Ya da açık uçlu sorularla sohbet etmeye yönlendirmek de etkili olacaktır.
Bazı günler küçük bahaneler ile okula gitmek
istemediğini belirtebilir. Bunlardan en klasiği karın ağrısıdır. Birden bire
ortaya çıkan karın ağrısı büyük olasılıkla psikolojik bir durum olarak
değerlendirilse de, siz yine de sağlık kontrolünü ihmal etmeyip, fizyolojik bir
sorun olmadığından emin olduktan sonra bu ağrı üzerinde fazla durmayın.