BES uzun ismi ile Bireysel Emeklilik Sistemi, ülkemiz için çok eski olmayan bir yatırım aracı. İlk olarak sosyal güvenlik reform çalışmaları başlatılması kapsamında 28 Mart 2001 tarihinde Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu çıkarıldı. Kanun, 7 Ekim 2001 tarihinde yürürlüğe girdi ve nihayetinde Bireysel Emeklilik Sistemi 27 Ekim 2003 tarihinde ilk emeklilik planlarının onaylanmasıyla […]
BES uzun ismi ile
Bireysel Emeklilik Sistemi, ülkemiz için çok eski olmayan bir yatırım aracı.
İlk olarak sosyal güvenlik reform çalışmaları başlatılması kapsamında 28 Mart 2001
tarihinde Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu çıkarıldı.
Kanun, 7 Ekim 2001 tarihinde yürürlüğe girdi ve nihayetinde Bireysel Emeklilik
Sistemi 27 Ekim 2003 tarihinde ilk emeklilik planlarının onaylanmasıyla
birlikte ülkemizde fiilen başlamış oldu.
Bireysel Emeklilik Türk insanınca çok kabul gören bir sistem olmadı, beklenilen etkiyi yapamaması üzerine Devlet Katkısı adı ile bir çalışma düzenlendi. Bu çalışma kapsamında kişilerin yatırdığı birikimin %25 i kadar devlet katkısı BES birikimlerine ilave edildi. Ancak bu çalışmada yeterli gelmeyince 2017 yılından itibaren Otomatik Katılım Sistemi (OKS) devreye sokuldu. OKS kapsamında sigortalı çalışan işçilerin zorunlu olarak bireysel emeklilik sistemine girmesi şartı getirildi. Sistemden çıkılmaması halinde de 1.000,00 ₺ ek devlet katkısı verileceği bildirilerek BES sistemi ayakta tutulmaya çalışıldı.
Ülkemizde BES
sisteminin tarihine kısaca değindikten sonra asıl konumuza gelebiliriz.
Başlıkta soruduğumuz sorumuza gelirsek BES birikimleri haczedile bilirliği
hususunda karmaşık bir durum söz konusu olduğu bilinen bir gerçek. Mevzuat BES
birikimlerinin haczine belli şartlar çerçevesinde izin vermektedir.
Şöyle ki;
01.01.2016 tarihinde resmi gazete de yayınlanarak yürürlüğe
giren
Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmeliğin fon paylarına
ilişkin tedbirler başlıklı 26 maddesinde
(1) Katılımcının sistemde bulunduğu ay sayısı ile haciz, rehin
veya iflas tarihinde geçerli brüt asgari ücret tutarının çarpımına karşılık
gelen birikim tutarının üzerindeki tutar nafaka borcu alacaklılarının hakkı
saklı kalmak kaydıyla haczedilebilir, rehnedilebilir ve iflas masasına dahil
edilebilir. Emekliliğe hak kazanan katılımcının bireysel emeklilik hesabındaki
birikimi ile yaptırdığı yıllık gelir sigortası çerçevesinde kendisine maaş
bağlanması veya programlı geri ödeme çerçevesinde düzenli ödeme yapılması
halinde, bu şekildeki ödemelerin aylık ödemeye isabet eden miktarının aylık
brüt asgari ücret tutarının üzerinde kalan kısmı nafaka borcu alacaklılarının
hakkı saklı kalmak kaydıyla haczedilebilir, rehnedilebilir, iflas masasına
dahil edilebilir.
(2) Katılımcı olan borçlunun aynı şirkette veya farklı
şirketlerde birden çok bireysel emeklilik hesabı olması halinde,
haczedilemeyecek tutar, tüm hesaplardaki toplam tutar üzerinden hesaplanır.
(3) Haciz bildiriminin yapılması üzerine şirket katılımcının
mevcut birikimi üzerinden ve bu maddede belirtilen hükümlere göre hesaplanan
haczedilemeyecek kısım düşüldükten sonra bakiyeyi, alacağa karşılık gelen
kısmına kadar olmak üzere, derhal öder.
(4) Birinci ve üçüncü fıkra uyarınca yapılan işlemler şirketçe
emeklilik gözetim merkezine bildirilir. Emeklilik gözetim merkezi, bildirilen
işlemleri katılımcı bazında kaydeder.
(5) İşveren grup emeklilik sözleşmesine bağlı olarak açılan
bireysel emeklilik hesaplarına uygulanacak hacizlerde, emeklilik sözleşmesine
hak kazanma süresi koşulunun konulmuş olması halinde, hak kazanma süresi
sonunda katılımcının hak kazandığı birikim tutarı bu hesaplamaya dahil edilir.
(6) Bu maddede geçen hacze ilişkin hükümler rehin, iflas ve
ihtiyati haciz durumunda da kıyasen uygulanır. Haciz uygulamasında, alacaklar
ve üçüncü şahıslar elinde haczedilen mallara dair 9/6/1932 tarihli ve 2004
sayılı İcra ve İflas Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine göre işlem yapılır.
(7) Devlet katkısı ve getirileri haczedilemez, rehnedilemez,
iflas masasına dâhil edilemez.
denilmektedir. Kanun maddesini
kısaca özetlemek gerekirse, katılımcının sistemde bulunduğu ay sayısı ile haciz
tarihindeki brüt asgari ücret miktarı çarpıldığında elde edilen rakam birikim
tutarından fazla ise fazla olan kısım haczedilebilir, eğer birikim tutarı elde
edilen rakamdan az ise haczedilemez.
Örneğin, 10 ay boyunca bireysel
emeklilik sisteminde bulunan bir kişinin birikimlerinin haczedilebilmesi için
10 (Katılımcının sistemde bulunduğu ay sayısı) X 2.209 (2019 yılı brüt asgari
ücret miktarı) =22.090 ₺ nin üzerinde bir birikimi olması gerekmektedir. Bu
durumun da bir istisnası olduğunu belirtmek lazım, o da katılımcı ile ilgili
yapılan haciz işleminin nafaka alacağından kaynaklanıyor olması halinde herhangi
bir muafiyet söz konusu olmaksızın birikimlerin tamamı haczedilebilir.
BES sistemi ile ilgili haciz işlemleri İcra İflas Kanunu 89. Madde kapsamında yapılmaktadır. Bu çerçevede alacaklı tarafından katılımcının müşterisi olduğu emeklilik şirketine Haciz İhbarnamesi gönderilerek katılımcının birikimlerinin haczini talep edilmektedir.
Burada sistemin iki önemli açığı
bulunmaktadır.
Bireysel Emeklilik Şirketleri BES fonlarının sahibi olmakla
birlikte saklayıcı kuruluş olarak BES fonlarının saklanması işlemi İstanbul
Takas ve Saklama Bankası A.Ş. sorumluluğuna verilmiştir. Hiçbir emeklilik
şirketi müşterisinin başka bir emeklilik şirketinde birikiminin olup olmadığı
hususunu bilmemektedir. Katılımcı ile ilgili Haciz işleminde katılımcının
haczedilemez tutarının belirlenebilmesi için tüm Emeklilik şirketlerindeki
birikimi göz önüne alınarak hesaplanması gerektiği göz önüne alındığında bu
durum sistemin bir açığı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu durumun çözümü iki yolla mümkün
olabilmektedir.
yol Haciz İhbarnamelerinin Emeklilik Şirketleri yerine İstanbul
Takas ve Saklama Bankası A.Ş. ye gönderilmesi tercih sebebi olmaktan çıkarılıp
bir zorunluluk haline getirilir, böylece hesaplama yapılırken katılımcının
sisteme giriş tarihi ve birikim tutarı net olarak belirlenerek hesaplama
yapılabilir. (Mevcut durumda Takas Bank kendisine gelen haciz ihbarnamelerine
fonların sahibi olmadığını ve saklayıcı kuruluş olduğunu belirterek itiraz
etmekte, bu durumda alacaklı Emeklilik Şirketine başvurmaktadır.) Bu yol tercih
edildiğinde dikkat edilmesi gereken husus Takas Bank’ın farklı şirketlerdeki
birikimlerin haczini gerçekleştirirken şirketler arasında hakkaniyetli
davranması olacaktır.
yol Bireysel emeklilik şirketlerinin, müşterisinin başka
şirketlerde bulunan BES sözleşmelerinin başlangıç tarihini ve birikim
tutarlarını görmesi olacaktır. Ancak bu durumun sakıncası birinci yolun
sakıncasından daha fazla olacaktır. Şöyle ki; bu durumda müşterilerin ve
bireysel emeklilik şirketlerinin kendi gizlilikleri ihlal edilmiş olacaktır.
İ.İ.K 89. Maddesi doğmuş
alacakların haczine imkan tanımaktadır. Bu bağlamda İ.İ.K 89 maddesine
dayanılarak müstakbel alacakların haczi mümkün olmamaktadır. BES sistemi
fonlarında bulunan birikim normal şartlar altında müşterinin doğmuş bir
alacağıdır. Müşteri talep ettiği anda emeklilik şirketi müşterisinin fonlarını
paraya çevirerek müşterisine iade etmek zorundadır. Herhangi bir şarta bağlı
oluşması beklenen bir alacak değildir. Bu çerçeveden bakıldığında 89. Madde
kapsamında değerlendirilmesi gereken bir alacaktır. Ancak BES mevzuatı ile bir
istisna oluşturulmuş ve belli şartlar altında BES birikimlerine haciz muafiyeti
uygulanmıştır. Buraya kadar her şey normal ancak BES’in amacı katılımcıyı 10
yıl sistemde tutmak ve 10 yıl sistemde tuttuğu katılımcı 56 yaşını da
doldurmuşsa emekli etmek. Katılımcı bu şartları yerine getirmeden mevzuattan
kaynaklanan yasal kesintilerin yapılması koşulu ile birikimlerini toplu olarak
alarak sistemden ayrılma hakkına sahip.
Şöyle bir senaryo kuralım katılımcı ile
ilgili emeklilik şirketine Haciz İhbarnamesi tebliğ edildi, emeklilik şirketi
gerekli hesaplamaları yaptı ve birikimlerin haciz muafiyeti kapsamında olduğunu
belirterek ihbarnameye itiraz etti. Sonrasında katılımcı emekli olma şartlarını
yerine getirmeden sistemden ayrılma talebinde bulundu. Bu durumda katılımcıya
sistemde olduğu için sağlanan imtiyazlar ve dahi devlet katkısı geri alınıyor.
Böyle bir durumda katılımcı bireysel emeklilik sisteminin sağladığı faydalardan
yararlanamamış olsa da haciz tehdidinden birikimlerini korumuş olması yanına
kar kalmış oluyor. Kendisine sistemde kalması karşılığında sağlanmış olan hak
bir nevi alacaklıyı mağdur etmiş oluyor. Emeklilik şirketi mevzuat gereği
katılımcının çıkış talebini 21 gün içerisinde yerine getirmek zorunda. 21 günün
sonunda fon satışından elde edilen parayı katılımcıya ödemesi İ.İ.K kanunu
hükümlerine aykırı, Haciz İhbarnamesini göz önüne alıp İcra dosyasına ödemesi
BES mevzuatına aykırı. Sistemin ikinci açığı olarak da bu durum karşımıza
çıkıyor.
Bu açığın çözümü birinci sorunun çözümünden
daha basit ve tek cümlelik bir değişiklik ile mümkün olabilecektir. Şöyle ki; Haciz
muafiyetinin nafaka alacaklarını kapsamadığı kanun maddesinde açıkça
belirtilmiş durumda, yine kanun maddesine “Katılımcıya
sağlanan haciz muafiyeti, katılımcının sistemden emekli olarak çıkması halinde
devam edecek olup, katılımcının erken çıkış talebinde bulunması durumunda fon
satışından elde edilecek tutarın borç miktarına denk gelen kısmı alacaklıya
ödenecektir.” İfadesi eklenmesi hem emeklilik şirketini hem alacaklıyı
hem de katılımcıyı koruma altına alacaktır.
Bireysel emeklilik sisteminin
ülkemizde hızla yaygınlaşması göz önüne alındığında bu karışıklığın bir an önce
çözülmesi sistemin tüm tarafları için faydalı olacaktır.