Güzel bir kurban bayramı geçirdiğinizi düşünüyorum. Daha önceki yazımda belirttiğim et tüketimi ile alakalı uyarılarımı mutlaka dikkate aldığınızı da biliyorum. Aldınız değil mi? Aldınız. Tebrik ederim iyi ve sıhhatli bir bayram geçirdiniz. Peki, neden acil servisler yine doldu taştı? Çünkü onlar yazıyı okumadı… Vaktim var iken bazı “özel” sebeplerden uğramak zorunda kaldığım hastane acil servisinde tedavimizi olabilmemiz için kurban mağdurları ile karşılaştık. Uzunca bir kuyruk idi. Bekledik. Bekledik. Bekledik ve sonunda sıra bize gelince işimizi hallettik.
Dayı ve anne yoğun bakımda, teyze ise
midesi yıkanıp serum verilmiş.
Hazır acil de iken gelenlerin yakınlarına (kurban mağduru
olduğunu tespit ettiğim) birkaç soru sorma fırsatı yakaladım. Genel olarak;
geçmiş olsun, hayır olsun ile başladığım bu konuşmalarda duyduklarıma inanmak
istemedim. Mesela biri taze dumanı üstünde dana ciğerini kanını ve zarını
almadan kesip kavurup “tek başına” yemiş. Sonuç? Tansiyon ve kalp… hoooop acil
servise. Bir başkası 3 kişi ile gelmiş. Dayısı, teyzesi ve annesi. Hayırdır
dedim? Çocukluk alışkanlığı olan kuyruklu kuzu boyun eti kavurma yapmışlar.
Dayısı yirmi yıldır yurt dışında imiş. Ülkeye dönünce kutlama babında hazır
kurban iken, hadi yapalım demişler. Her biri iki ekmek yemiş. Sonuç? Dayı ve
anne yoğun bakımda, teyze ise midesi yıkanıp serum verilmiş.
Neresi? Ensesi!
Yukarıda ki yazdığım sadece iki örnek. En az altı, yedi kişi ile konuştum. Altı üstü yüz gram et keyfi için hem kendilerini, hem de dışarıda onları bekleyen sevenlerini üzmenin manası var mı? Yok! Ancak ne yazık ki ısrarla bu alışkanlıklarımızı terk etmiyoruz. Kuyruklu kuzu boyun eti kavurma nedir yahu? Bakınız hazır boyun eti demiş iken; marketler veya kasaplarda tavuk kelebek satılıyor. Çok net söylüyorum “TÜKETMEYİN-YEMEYİN”! Bakınız pişim esnasında ki (eğer tava da yapıyorsanız) biriken “yağ” oranını gördünüz mü? Veyahut ızgara, mangal, vb de yaparken alev alışını? Çıkan dumanı? Peki ya konusunu? Aman, aman! Sakın ha sakın tüketmeyin. Neresi? Ensesi! Tavuğun ensesi kas ve yağ yapısı ile “uykuluk” kadar ağırdır. Vücut eritmek için iki kat enerji harcar. Mide resmen yangın yerine döner. Tüm vücut işi gücü bırakır sizin afiyetle yediğiniz kelebeği tüketmek için fazla mesai yapar.
Patojen bakterilerin bir kısmı
ölümsüzdür.
Tavuk konusu açılmış iken; birde tavuğun derisi ve gerisi hikâyesi var. Önceki yazılarımda tavukta ki bakterileri yazmıştım. Tüm ruh sahibi canlıların gerisi bakteri ve zararlı patojen bakteriler ihtiva eder. Ancak! Nasıl ki ellerimizi iyi yıkamamız lazım ise yine yenilebilir canlıların da derilerini ye-me-me-li-yiz.
Yersek ölürüz!
Yersek ölürüz! Yemez isek değil… neden? Patojen bakterilerin bir kısmı ölümsüzdür. Bir kısmı kobra zehiri kadar etkilidir. Bir kısmı geri dönüşü olmayan vücut kas kayıplarına sebep olur. Genelde zehirlemesi ile renginiz değişir. Yeşil olan birini görmüştüm. Bende tavuktan dolayı kahverengi oldum. Kızıl renk olanları da duydum. Ten renginizin değişmemesi ve midenizin yıkanmaması için (ki hoş bir tecrübe değil) geriden ve deriden uzak durmamız lazım. Şimdi bazılarınız diyor ki; ben filan senedir hep yerim bir şey olmadı! Olmadı? İlla ki olsun mu? Gıda işletmelerinde işletmecilere veya sektör emekçilerine çeşitli eğitimler veriliyor. Bunların en önemlisi gıda güvenliği dersidir. Gıda güvenliği aklınıza güvenli gıda getirmesin. Gıdanın güvenliğini sağlamak diyelim. Peki, neden kendimizin güveliğini sağlamıyoruz?
O kadar hızlı çoğalırlar ki
inanamazsınız.
Tavuk derisi dışsal ve içsel etkenlerden dolayı en çok patojen bakteriyi ihtiva eden bölgedir. Kesim ve işleme esnasında tüylerin yolunması ve temizlenmesi için kullanılan özel sıvılar bu patojenlerin bir kısmını temizlemektedir. Geri kalanlar ise paketlenir ve deri üzerinde tüketicilerin satın almasını bekler.
.
Paketlenmiş tavuk derin dondurucuda olsa bile patojenlerin bir kısmı ölmez ve kış uykusuna yatar. Eğer soğuk zincir kırılmaz ise fabrikadan çıktığı gibi raftaki yerini alır. Ancak en büyük sorun raf veya dolap dan sonra başlar. Satın aldığınız dondurulmuş veya soğuk ürün ile çarşı Pazar turu yaparsanız üründe çözülme başlayacak ve patojenler hayata dönecektir. Hayata dönen bu organizmalar çoğalmaya başlayacaktır. O kadar hızlı çoğalırlar ki inanamazsınız. Sonrası? Sonrası renkli yüzler, yıkanan mideler.
Su ile hiç öldüremezsiniz.
Marinasyon
da yapmış olsanız, soslar da kullansanız bu patojenler yaşar. Hatta mangalda ki
4000 derece ısı bile onları öldürmez. O sebeple tavuğumuzun derisi ve gerisini
tüketmemeye özen gösteriniz. Ayrıca yıkayarak da saklamayınız çünkü su
tetikleyicidir. Sizden önce üretici firma çeşitli kimyasallar ile öldüremediği
bakterileri siz su ile hiç öldüremezsiniz.